Son günün sabahındayız. Uçak gece üçte olduğu için hem odayı geceyarısına dek tutuyorum hem de gece 12 den sonra havalimanına otobüs olmadığı için otelcilere bir taksi ayarlatıyorum. Kahvaltı da bu kez papaya suyu yok. Tüm hayallerim yıkıldı.
Gene terminaldeyiz. Hedefimiz Pearl (İnci ) bölgesine gitmek ve Katara Parkına uğramak şeklinde. Terminalden aldığımız bilgi Katara Parkı ‘na direkt bir otobüs olmadığı yönünde. Tüm otobüsler buradan kalkıyorken biz de Vakıf Pazarına gidip kahvaltıyı aradan çıkarıyoruz Hintlilerin küçük samosalarıyla.
Vakıf Pazarından sahile, dev istiridye heykelinin olduğu yere gittik. Oradaki Hintlilere nasıl gidebileceğimizi sorduk ama net bir cevap alamadık. Neyse ki, oralarda vakit geçirmekte olan orta yaşlı, Katarlı bir amca bizi götürebileceğini söyledi.
Adamın işlerini bitirmesini bir on dakika kadar bekledik. Sonra adamın süper jipi – ki adama göre artık değiştirilmesi gereken bir araç – ile yola koyulduk. Adam harikulade ingilizcesi ile konuşmaya başladı. Türk olduğumuzu söyleyince Erdoğan diye başlayan konuşma İranlıların Türkler ve Amerikalılar sayesinde Katar ‘a saldıramadığına kadar gitti. Havadan sudan konularla devam eden konuşmanın sonuna doğru Hor El Deyd ‘e (Khor Al Daid) gidip gitmemizi sordu. Olumsuz yanıtımıza başka sefere diyerek yanıt verdi. İnşallah ve maşallahlarla bezeli konuşmamız Katara ‘ya vardığımızda bitti.Katara aslında anladığım kadarıyla bir açık hava müzesi olarak yapılmış. Sokak aralarında, binaların arasında gözden kaçan camilerin yanıbaşındaki minarelerin birbirine bitişik bir benzerini gördüm. Onun dışında devasa ve ilginç heykeller, dış yüzeyi çinilerle bezeli İran etkisi ilk bakışta sezilen bir yapı görünüyor. Çok sayıdaki, türlü milletin restoranını saymıyor, içeride yer alan amfitiyatrodan bahsetmiyorum bile.
Buranın güzel bir kumsala sahip bir de halk plajı var. Halk plajı dediğime bakmayın, girip yüzmek için halkın 100 Katar Riyali ödeyen bireylerinden olmanız gerekiyor. Yüzen kimseyi göremeyince, açıkçası ödemem gereken meblağın etkisiyle çoşan tembelliğim nedeniyle sahilden ilerilerdeki İnci bölgesine bakınmakla yetindik. Geldiğimiz gece, uçaktan oldukça hoş görünen İnci, kıyıdan ne yazık ki pek farkedilmiyor bile. O nedenle gitmekten vazgeçip merkeze döndük.Doha ‘nın yeni ve oldukça sıradışı alışveriş merkezlerinden birinde sıra. İçinde gondollarla gezildiği söylenen Villaggio.
Gene terminalden otobüse atlıyoruz. Ya dışarıdaki havaya çok alıştık yada bindiğimiz en soğuk otobüsteyiz. Epeyce bir süre dün Al Khor ‘a giden yolda ilerliyor ama umm Salal ‘a sapmadan düz gidiyoruz. İndiğimiz durağın karşısında spor salonuna benzer bir yapı var. Ama aradığımız yer burası değilmiş. İlerliyor, televizyon kulesine benzer bir yapının yanı başında duran San Marco Meydanı'nın Campanille (Çan Kulesi) si benzeri yapıyı görüyoruz. Gelmişiz.
Bir elektronik mağazasına giriyorum ama körfezin o anlatılan
ucuzluğıundan eser yok. Elektronik konusunda Carrefour da pek farklı değil.
Carrefour içerisinden meyveli süt, komposto gibi bir şeylerin yanı sıra çok
sayıda samosa alıyoruz yemek için. Orta Asya'daki ırkdaşlarımızın “samsa”
dedikleri bizim muska böreğine benzeyen bu börekler bizim aç karnımızı daha
Hindistan ‘a gitmeden doyurmaya başlıyor. Buz pateni sahasının kenarındaki
kafeteryaların birine oturup buzda dans eden bir iki çocuğu izliyoruz. Doğrusunu
söylemem gerekirse bu kısımda dondum.
Otele gidince akşama kadar oyalanıp aldıklarımızla
atıştırıyoruz. Şaka maka yorulmuşuz ama daha herşey bitmiş değil. En azından
çantaları topluyor ve gecenin işini şimdiden bitirmiş oluyoruz.
Son perde öncesi
sahile inmeden Vakıf Pazarı ‘na uğrayıp taze meyve sularına yumuluyoruz. Gün
batmış ve sokaklar insanlarla dolmuş durumda. Onları izlemekten sıkılınca tekne
turu için sahile iniyoruz. Gökdelenler umduğum gibi ışıl ışıl değil. Gerçi
rengarenk oluyorlar ama hayal ettiğim gibi değil. Buna karşın tekne turu tüm
gezi rehberi kitaplarınca önerilen bir attraksiyon.
Oteldeyiz. Otelin bize ayarladığı taksi ile kısa sürede
havalimanına varıyoruz. Devasa havalimanında her zevke, her keseye uygun
birşeyler var. Son riyallerimizi de yemeğe harcıyor ve uçsuz bucaksız gibi
görünen mağazaları dolanarak uçağımızı bekliyoruz.
Dohaya bir daha gelir miyim derseniz eğer, Katar Havayolları
uzakdoğuya bu kadar uygun fiyat ve saatlerde uçtuğu sürece kesinlikle ama sadece
Doha için uğrar mıyır? Neden olmasın…
0 Yorumlar
Yorumlarınız