Gece garip bir olay
yaşadım. Yatarken de hava pek karanlık değildi ama gözlerimi açtığımda hava
yeni yeni ışımaya başlamıştı. Tur erken başlayacağı için giyinmeye başladım.
Gürültümden uyanan eşim sorunca saat 6:30 dedim. Eşim henüz 3:30 dedi.
Haklıydı, saatimi ayarlamamıştım ama 3:30 ‘da gün sanki yeni bir güne
başlarcasına aydınlıktı. Yatarken, saat 22 sularında da hava daha da
aydınlıktı. Yazın böyle ise kışın, o bitmeyen karanlıklarda yaşam nasıldır
düşünemiyorum.
Bugünün programı Güney İzlanda turu. İzlanda'da eğer araba kiralamıyorsanız (epeyce pahalı) turlara katılmanız gerekiyor. Yazının sonunda önereceğim turları listeleyeceğim.
Buz gibi bir otobüse yerleştirildik. Fazla kimse yok. Şoför
rehberin hasta olduğu için gelemediğini bu nedenle kendisinin yardımcı
olacağını söyledi. Türkiye'den geldiğimiz için adamın gözünde numunelik
insanlarız.
Dumanlar tüten bir tepeyi işaret ediyor adam.” Reykjavik ‘in
sıcak suyu buradan gelir”, diyor. Ülkenin içme suları dünyanın en kaliteli
sularından kabul edilmekte. Ama musluğu çevirdiğinizde gelen, o çürük yumurta
kokusunu andıran kükürt kokusu eşliğinde bu suyun tadına bakamadım. Tadı iyi
olabilir ama koku nedeniyle benim gözümde sınıfta kaldı.
Yol üzerinde şöyle bir manzara hakim genelde. Sağ tarafta yani güneyde, denize kadar uzanan düz, ıslak çayırlar; kuzeyde ise koyu gri göğün altında uzanan sıra dağlar ve bunlara uzanan yine ıslak çayırlar… Arada da dağlardaki buzullardan gelen suların oluşturduğu çılgınca bir hızla akan nehirler. Tek tük yerleşimlerde mevcut. Şoförün dediğine göre seralarda muz dahi yetiştiriliyormuş.
Her İzlandalı gibi
bizim şoförde Viking tarihinden başladı. Amerika'nın keşfi, Kanarya Adaları'nın
yağmalanması, Avrupa saraylarında paralı askerlik yapan İzlandalılar ve bunları
anlatan bir kez daha anlatıldı. Sonrasında adanın eski başkenti olan bir
yerleşimi gösterdi ve korsanlar burayı yaktığı için başkent Reyjkavik ‘e
taşındı dedi. Korsanlar bizimkiler tabii. Sonrasında Vestman Adalarını işaret
etti. Adanın yarısını kaçırdılar, sattılar dedi. Bense, uzaklarda bir silüet
gibi duran adalara bakıyordum.
Sonrasında Skogafoss Çağlayanı'na geliyoruz. Foss çağlayan
demek. Manzara harika. Epeyce yüksekten, korkunç bir gürültü ile buzullardan
eriyen suların oluşturduğu bir nehir dökülüyor aşağılara. Güneş anlıkta olsa
çıktığında bir gökkuşağı oluşuyor ve kayboluyor. Uzaktaki tepelerde ise başıboş
İzlanda atları otluyor sakince.
Tepede oluşturulan doğal bir merdivenle çağlayanın yanı başına dek çıkılabilmekte. Üşendim açıkçası. Bunun yerine suların döküldüğü noktaya ilerledim. Tipin teki tüm manzaranın içine ettiği için daha da ilerledim. İnanın sağanak yağmur altında yürüsem ancak bu kadar ıslanırdım. Zorlukla fotoğraflarımı çektim ve eşimin yanına kaçarcasına döndüm.
Efsaneye göre buraya ilk yerleşen Viking beyinin cesedi şelalenin arkasına gömülmüş. Meraklılar kazılar yapmış ve göğüs kemikleri ve bir de yüzük bulmuşlar. Sonrasında göğüs kemikleri de kaybolunca efsaneye yeni bir halka daha eklenmiş.Şelalenin dediğim gibi manzarası harikulade. Etrafı araba ve
kamp çadırları ile kuşatılmış adeta.
Önceden soğuk diye eleştirdiğim otobüs o an bana çok sıcak
gelmeye başladı. Vik denilen yere kadar durmadan artık alışageldiğimiz
manzarayı izleyerek ulaştık.
Vik turun son durağı.
Garipliklerin bir arada bulunduğu bir nokta. Volkanik oluşumların neticesinde
siyah kum ve çakıllardan oluşan bir kumsal burası. Arkada, zamanla birbiri
üzerine yığılmış kayaları rahatlıkla gözlemleyebileceğiniz kayaçlardan oluşan
bir duvar var. Bir kenarda da bazalt taşlar merdiven basamakları gibi dizilmiş.
Üstlerine çıkması kolay ama inişi zor geldi bana.
Turlar buradaki bir
kafeteryada mola veriyor. Fiyatlar Reykjavik merkezden az biraz daha pahalı ama
uçuk değil. Ama Reyjkavik fiyatları yeterince uçuk dünyanın geri kalan
kısımları ile kıyaslandığında.
Tekrar araca biniyoruz. Bu arada güneş açtı. Halbuki Vik ‘e
doğru gelirken çılgınca bir yağmura tutulmuştuk. Şimdi Dyrhoalaey Burnu'na
gidiyoruz. Tüm bu ilginç isimlerin telaffuzları aklımdan uçtu gitti. Burada
Atlantik Puffinleri izleniyor.
Tasvirimize devam edelim. Penguenler gibi beyaz bir göğüs ve
geri kalan tüm vücudun siyah olduğu bir gövdeye sahipler. Uçmalarına nasıl
yardımcı olduğunu anlayamadığım kadar küçük kanatları mevcut. Perdeli, turuncu
ayakları ve rengarenk gagaları ile göze oldukça hoş geliyorlar.
Ayrıca bu noktadan Vik ve Kara Plaj
–bu adı verdim- güneşli havada harikulade görülüyorlar.
Yola devam. Aslında
Vik'ten itibaren dönüş yolundayız bir bakıma. Solheimajökull ‘a gidip buzullarda
yürüyüş yapacağız. Araç park ettikten sonra bir müddet şoförümüzde bizimle
geliyor. Söylediği şey dünyanın tümü için çok kötü. “Ben çocukken buzullar
denize kadar uzanıyordu”
Yürüyüşün başlangıcında karları yarmış bitkiler ve kayaları kaplayan likenlerin eşliğinde karşıdan gelen ve turunu bitirerek dönen kalabalığı yararak ilerliyorsunuz. Soldaki gölde erimekte olan büyük bir buzul var. Her buzul gölü gibi muhtemelen çok derindir deyip yanından geçip gidiyoruz.
Buzullar belki de son sınır olupta erimekte oldukları için
üzerinde rahat yürünebilen yerler. Ayakkabılarım kesinlikle herhangi bir buzul
aktivitesinin yapılabilmesine olanak sağlayabilecek türden değil. O nedenle
buzulda bir iki adım atıp geri dönüyorum. Muhtemelen ilerilerdeki buzullar cam
gibi olmalı. Çünkü ilerilere gidecek grupları hazırlayan rehberler
ayakkabılarının ve de uçları oldukça sivri batonların kontrollerini büyük bir
itinayla yapıyorlar.
Geri dönüşe geçmeden
önce değişik açılardan pek çok fotoğraf alıyorum. Koyu kısımlarda kalan
buzların meşhur “buz mavisi” rengi görülmeye değer.
Sonrasında geldiğimiz noktalara bırakıldık. Biz market
yağmalamacası yapıp yarını beklemek üzere evimize çekildik.
İzlanda benim için değişik bir deneyim oldu. İzlanda'yı
gezmek için şu planı öneririm.
Gün 1- Reyjkavik ‘i dolaşmak. (Bizim gün 1 )
Gün 2-Güney İzlanda Turu (Yukarıda okuduğunuz tur)
Gün 3- Altın Üçgen Turu
Gün 4 – Yarım gün balina gözlemi, kalan kısımda da mavi
lagünde takılabilirsiniz.
Mevsimine de uyuyorsa akşamları kuzey ışıklarını izlemek
için turlara katılabilirsiniz. Pek çok tur firması kuzey ışıkları görülene dek
her akşam turlara katılmanıza izin vermekte.
0 Yorumlar
Yorumlarınız