Ne geceydi ama…
Elbette ki bir alışkanlık olarak tur satın almadık. Ronda ve beyaz köyler diye anılan iki köye daha giden ekstra tur adam başı 80 euro. Bana pahalı gelmişti. Ronda'ya kendimiz gidelim dedim Sevilla ile Ronda arası bir sabah bir de akşam toplam iki sefer var. Gidiş sabahın köründe. Kadiz iyi olur dedim ama onda da hem aktarma var hem de fazla sefer olduğu söylenemez. Portekiz'e, Faro'ya mı geçsek diye bakıyorum. Otobüsler var ama bugün yok. Tur mu alsaydım diye bakıyorum ama turlar adam başı 120 euro.
Yanımdaki LP pdf'lerinin eski versiyonlarının birinde, her ne
zaman, ne diye aklımda kaldığını bilemediğim bir yere dek geliyorum. Karmona.
(Carmona). Buraya gideceğiz. Güzel bir yere benziyor.
Otelden taksiye atlıyoruz. Otelden Sevilla'ya 20 euro tutuyor
yolculuğumuz. Neyse ki bu ikiye bölünecek. Akşamda bizi bıraktığı yerden aynı
paraya otele getirecek.
Önce diğer çiftle beraber Sevilla'ya inip katedrale gidiyoruz. Şansımıza Pazar ayine giren insanlar var. Onların arasına karışarak içeri giriyoruz. Mekan açıldığında büyüklük açısından Aya Sofya ‘yı aşarak dünyanın en büyüğü unvanını almış.
Gerçekten devasa ve oldukça yüksek bir yapı.
Çıktık. Yağmur yağmaya başlamış. Islanmayı umursamaksızın dün
gidemediğimiz yerlere uğruyoruz. Şaka maka epey ıslanmış olmalıyız. Neyse ki
bizi Karmona'ya götürecek otobüslere ulaştıracak tramvaylara biniyoruz. Denetim
yok, aslında bilet satan bile yok. Her işinizi makinelerden yapıyorsunuz.
Eski kent kısmına göre kiliselerin kulelerine doğru ilerliyoruz. Sevilla'ya
nazire yaparcasına, buralara sanki hiç yağmur yağmamış. Gök alabildiğine açık
ve mavi. Tek açık dükkan bir Çinlinin işlettiği ıvır zıvırcı.
Karşımıza eski kentin giriş kapısı çıkıyor. Burası şehrin alkazarı. Sevilla Kapısından içeri giriyoruz. Sevimli bir şehir. Tabii bunda yerlerin tertemiz olması, köy evlerinin duvarlarının vurulan badana ile kar gibi bembeyaz olmasının etkileri var.
Küçücük bir yerleşim ama çok sayıda albenisi olan kilisesi var. Ama içlerine giriş hemen hemen hepsinde 1 euro. Düşük bir ücret olsa da içlerinde görülesi bir şey yok. O nedenle girmeye dolaşmaya değmez.
Atraksiyon diyebileceğimiz bir şey ise Sevilla kapısının
üzerindeki burçlara çıkabilmek. (2 euro) Buraya çıkabilmek için turizm bürosuna
girmeniz gerekiyor. Buradan burçlara çıkabilirsiniz. Ben çıktığımda sağlam bir
rüzgar vardı ve serseme döndüm bu nedenle.
Dönüş yolunda bir pastaneye girdik. Buranın tatlısı olan
“inglese”yi denedik.
Geldiğimiz şekilde Sevilla'ya döndük. Yarın Malaga üzerinden yurda
dönüş.
0 Yorumlar
Yorumlarınız