Dubai'de bu kez sıra dışı bir şeyler yapalım. Sıra dışı olsun ama ücretsiz de olsun. Hesaplı olsun en azından…
Böyle bir iki aktivite var. Bunlardan birisi çölün içine
yapılan bisiklet yolunda gezinmek olabilir. Bisiklet yolu dediğimde aklınıza
bizdeki gibi 10,15 km uzunluğunda Allah'ın takdirine bırakılmış bir yol
kalıntısı gelmesin. 120 km uzunluğunda, üzerinde çöl kumu bile olmayan, plisin
ve sağlık ekiplerinin düzenli olarak devriye gezindiği bir yol burası. Bir
İngiliz bayan “güzel de, fazla düz” diye sıkıntısını paylaşmış.
Bunun handikabı ise başlangıç noktasına giden bir toplu taşıma aracı olmadığından bisiklet firmaları ve onların fahiş fiyatlarına eyvallah çekiyor olmanız.
Çölde safari turları var ama ilgimizi zerrece çekmiyor.
Düşünsenize manyak bir arap araba içinde saçma sapan manevralar yapıp içinizi,
dışınıza çıkaracak ve siz bundan eğleneceksiniz. Pahalı da…
Onun yerine değişik bir aktiviteye katılmaya karar verdik.
Ras Al Khor denilen, Dubai Halici'nin bittiği – diğer bir deyişle başladığı –
noktada bir doğa parkı oluşturularak başta flamingo olmak üzere kuşlar koruma
altına alınmış.
Metroya atlayıp
Burjuman'da indik ve otobüs beklemeye başladık. İlerilerde gene çılgın bir
rüzgar var. Burj Al Khalifa ve etrafındaki diğer gökdelenler kumların arkasında
pek net görünmüyor bile.
Dubaide kapalı olmayan, standart otobüs duraklarında bile
şöyle güzel bir aktivite var. Duraktan geçen tüm otobüs hatları ve bulunduğunuz
duraktan son durağa kadar olan rota üzerindeki tüm durakları da gösteriyorlar
panolarda. Dolayısıyla kaybolma ihtimalleriniz epeyce azalıyor.
Neyse, otobüs geldi. Otobüs şoförümüz zenci bir arkadaş. Koskocaman bir “good morning sir” sözümüze tüm dişlerini ortada bırakan bir gülümseme ile yanıt veriyor. İneceğimiz durakta haber vermesi konusunda sözleşiyoruz. Dubai de insanlar bu tip işlerde çalışanlara nasıl davranıyorlar bilemiyorum ama içten selamlaşmalarda bile çok sıcak tepkiler aldık hep.
Dışarı seyrediyoruz.
Dubai sanıyorum ki İstanbulla beraber dünyanın en büyük iki şantiyesinden
birisi. Hiç bitmeyen bir yapılaşma söz konusu. Gerçi fısıltı gazetesi işlerin
iyi gitmediğini ama Amerikalı ve İngiliz firmaların bu inşaatları zoraki
yaptırdığını söylemekte. Tüm inşaat firmaları İngiliz yada Amerikan. Bizimkiler
bu pazara girememiş. Çalışanlar ise Hintli, Pakistanlı, Nepalli bu sektörde. Ellerinde
sefer tasları yada su şişeleri ile güneşten kaçabilecek bir yerler arıyorlar.
Araç şehrin dışına çıkıyor ve uzun süre durmaksızın yolunda gittikten sonra duraksıyor. Şoför bize sesleniyor. Otoban kenarında iniyoruz ama yolun karşısında yer alan mekana gitmek için yolu nasıl aşacağımıza dair bir fikrimiz yok. Yanı başımızdaki benzincideki çalışanlara da soruyoruz ama yolun epey uzağında bir geçit olduğunu söylüyorlar sadece. Olduğumuz yerden geçit gibi bir şey göremediğimiz için Türk usulü bir şekilde otobana atlayıp karşıya geçiyoruz.
Ras Al Khor ağırlıklı olarak flamingoların koruma altına
alındığı bir yer gibi bilinse de aslında çoğu yırtıcı onlarca kuş türüne ev
sahipliği yapmakta. Su içindeki mangrovlar kuşların üremesine ve kendilerini korumasına
oldukça iyi imkan sağladığından burada güzel bir popülasyon oluşmuş. Her gün
sabah 9 ve akşam 4 ‘te hayvanlar daha doğrusu flamingolar besleniyor. Kuş
gözlemi için en uygun saat bu.
Öte yandan flamingolar doğal beslenemedikleri için mi yoksa besinleri mi protein yönünden zengin değil bilinmez olması gerektikleri kadar pembe değil de beyaza yakın renkteydiler. Gene de adamlar kuş gözlemi için sistemi güzel organize etmişler. Otobüsle gittiğimiz ve en iyi gözlem yapıldığı yazılan “2 numara” ya ulaşmak için iki metreden yüksek tahtaperdelerin örttüğü bir koridoru geçmeniz gerekiyor. Koridor sizi bir odacığa ulaştırıyor, buradan ister çıplak gözle ister ücretsiz dürbünlerle kuşları izleyebilirsiniz.
Ortam sağlam kokuyor ama buna yapacak bir şey yok. Önde
küçük bir su birikintisinin hemen ardında beslenen yada tembel tembel
pinekleyen kuşların ardında ise ufku Dubai ‘nin gökdelenleri kaplamakta.
Her yerde sessiz
olunması konusunda misafirleri uyaran ikaz levhaları var ama gelen Çinli,
Koreli tayfasını pek etkilemiyor bunlar.
Dönüş faslına geçiyoruz ama şehre dönüş için bir otobüs durağı yok bu tarafta. Yani buraya gelebiliyorsunuz ama dönüş yok. Yol kenarında bir taksici var. OÇT olarak 90 dirhem yerine 71 dirhem alacağını söylüyor. O paraya yürürüm. Turist otobüslerine söylüyoruz yolcu alamayacakları verdikleri standart cevap.
Otostop çekiyoruz ama
duran yok. Sadece taksiler yaklaşıp olumsuz cevabı alıp uzaklaşıyorlar.
Çıkmakta olan büyükçe bir jip var. Bizimkilere bu aracı gözden kaçırmamalarını
söylüyorum. Bir iki dakika içinde bizim olduğumuz yere gelen aracın önüne Mete
atlayıp aracı durduruyor. Bu otostoptan daha çok yol kesme gibi oldu. İçindeki
Hintli karı koca bizi alıp Mall of Emirates ‘e gidebilecek en uygun metro
istasyonunda bırakıyorlar. Bu güzel ve iyi niyetli insanların araçlarını da
biraz batırdık ama onu bile dert etmediler. Allah razı olsun.
Metro ile Mall of Emirates ‘e ulaştık. Dubai Mall mı yoksa bu mu? İkisi de en büyük olduklarını iddia etmekteler. Dubai Mall'da devasa bir buz pisti varken bunda büyük bir kayak pisti var. Rekabet bu düzeyde buralarda.
İçinde çok sayıda
elektronik mağazası var ama Dubai Mall ‘dan sonra “ışıltılı, görkemli bir
tekrar” gibi geliyor bize. Carrefour içinde dolanıp yiyecek bir şeyler
alıyoruz. AVM ‘nin en büyük eksiğini fark ediyoruz bu aşamada. Devasa mekanın
içinde oturup dinlenebileceğiniz bir yer yok.
Akşam yemeği için de tekrar Carrefour içinden alış
verişimizi yapıp otele gidiyoruz.
Ben akşam çıkıp Dubai Creek etrafındaki mekanları fotoğraflamanın derdine düşüyorum. Abraların olduğu yerlerde yemekli turist tekneleri var ve anladığım kadarıyla müşterilerinin önemli bir kısmı da Hintli. Gürültü müzik, caf caflı renklerle yapılan aydınlatma “Kitsch” kavramının görsel bir kimiğe bürünmüş hali adeta.
Bununla beraber binlerce beyaz eşya gün içinde insanların
teknelere bindiği yerlere dizilmiş nakledilmeyi bekliyor ama en ufak bir
güvenlik önlemi de yok. Biz de olsa önemli bir yüzde çoktan başka yerlere doğru
naklediliyor olurdu. Dönüş yolunda bir iki Rus kadına denk geliyorum.
Giyimlerinden vardığım çıkarım gün kimileri için yeni başlıyor ve hızlı
geçecek…
Demek ki Dubai'de bir gece hayatı var.
0 Yorumlar
Yorumlarınız