Gideceğimiz hostel ile terminal arası 1,5 km kadar. Kardeşim "yürüyelim" diyerek kalbimi çalıyor adeta. Yol üzerindeki bir börekçiye girip devasa böreklerden alarak kahvaltı niyetine götürüyoruz. Tekrar yola koyuluyoruz. Yol üzerinde fotoğraf makinamı börekçide unuttuğumu fark edip onca yolu geri dönmek zorunda kalıyorum. Pek bir umudum yok ama pembe eşofmanlı çalışan kızlar benim makinayı çoktan bulup güvenli bir yere bırakmışlar.
Hostele ulaşıyoruz. Az biraz bekletip bize oda veriyorlar. Hazırlanıp
dışarı zıplıyoruz. Ana kısımları bildiğim için hızlıca ilerliyoruz. Bu kez
merkezdeki Katolik katedralinin içine girebiliyorum. O, sivri kulesine tezatla
içi sade sayılabilir. Bununla beraber cam işleri iyi denilebilir.
Kaleye çıkarken Varadin sokaklarını arşınlıyoruz. Kale en azından
benim için dinlenme vesilesi oluyor. Kaç gündür hava kah kapandı kah açıldı ama
ciddi bir yağışa gezerken denk gelmedik. Bugün ise insanın içini ısıtan bir
güneş var tepede. Bıraksalar uyuyacağım. Kalenin dört bir yanında gelin
böceklerinden oluşan öbekler dolanıyor.
Aynı yolu yürüyerek Novi Sad ‘a dönüyoruz. Pazar yerinde tezgahlar
toplandığı için bir canlılık yok. Yarım euroya bir avuç paprika satıyorlar.
Parlak kırmızı rengi görüldüğünde bile bir uyarı mekanizması adeta.
Tüm sokakları, caddeleri dolanıp elimizdeki gps ile bile kaybolup
günümüzü tamamlıyoruz.
0 Yorumlar
Yorumlarınız