Terminale dek yürüyoruz. Belgrad trenine biletlerimizi aldık ama
1,5 saat yol gideceğimiz tren 2 saate yakın gecikince beklemek zorunda kaldık.
Ama sonunda gene Belgrad'a vardık.
Yeni otel epeyce merkezi bir yerde. Çıkıp sola doğru gidip Taş
Meydan ve Aziz Marko Kiliseleri'ni aşıp Tesla Müzesi'ne ulaştık. Fakat saat uygun
olmadığı için kardeşim bunu gezmeyi ertesi güne bıraktı. Yola devam edip Vraçar
Tepesi'ndeki Sava Katedrali'ne ulaştık.
Son gelişimden sonra Putin kişisel olarak iç kubbelerin altınla
kaplanabilmesi için 300,000 dolarlık bir para yardımı yapmış. Ayrıca binanın
yapımına gazprom sponsor olmuş. Ana kısımda pek bir şey belli olmasa da kriptası
vb bitmiş.
Buradan çıkıp yolun kenarındaki pastanelerden birisine giriyoruz. Sırp baklavasını sınıfta bıraktık. Keşke baklava değil de başka bir isim verselerdi. Gerçek baklava ile kıyaslayınca ezildi gitti.
Belgrad'da en sevdiğim yer olduğunu söyleyebileceğim Kaleniç Pazarı'na da girdik. Turşuların kokusu iştah açıcı idi ama yarın uçağa
bineceğimiz için cesaret edemedim.
Skadarlia Türk turistlerle dolup taşmakta. İlk geldiğim zamanlara
göre de fiyatlar almış başını gitmiş.
Otele dönüp bir şeyler yemek için bir ara çıkıyoruz.
0 Yorumlar
Yorumlarınız