Takip Et

8/recent/ticker-posts

Ukrayna Turu : Harkov

Uzunca bir yolculuğun ardından ama bir minibüs içinde beş saati aşan bir yolculuğun ardından Harkov terminaline ulaşıyoruz.

Ben çocukken burası Harkov’du. Ukrayna bağımsız olunca tüm “ov”lar “iv”e dönüşüp bu şehrin adı da Harkiv haline geldi. Ukraynalılar Ruslarla itişedururken Kırım ‘ı kaptırdılar. Bu böşge ve doğusu ise Ruslara değil göz kırpmak basbayağı el sallamaktaydılar.

Kısa sürede otele geçip dışarı çıktık. Şehir, başkentten sonra ülkenin en büyük yerleşimi. Ben de uyandırdığı ilk intibah ise küçük bir Moskova'ya geldiğim şeklinde oldu. Stalinist binaları dönüp şehrin ana caddesi gibi görünen Sumskaya Caddesi'nde yürümeye başladık.

İlk görülen yer Uspenski Katedrali. Aslında epeyce yeni ve bir o kadar da eski bir kilise burası. 1830 ‘larda yapılan orijinali devrim sırasında kapatılıp komünizm yerleşince yıktırılmış. 70 ‘lerde tekrar inşa edilen kilise 2006 ‘da Ukrayna Kilisesi'ne devredildikten sonra iyice elden geçirilmeye başlanmış. Ama içine girince gördük ki on senedir ne yapılıyorsa pek bir ilerleme kaydedilememiş.

Yanıbaşındaki parka geçtik. Buradaki bir büfeden yada bir iki seyyar satıcıdan magnet gibi hatıra eşyaları temin etmeniz mümkün. Buradan Blogoveşenskiy Katedrali oldukça güzel görünmekte. 1740 ‘larda yapılan bu kilise de komünizm ile kapanmış. Naziler şehri ele geçirince tekrar açmışlar.

Üşenmeyip gittik. Kapıda bizden yardım isteyen kadınlar biz herhangi bir yardım yapmayınca saldırgan bir şekilde ardımızdan bağrışmaya başladılar. Umursamaksızın, duymamışcasına yolumuza devam ettik. Büyük bir kilise burası. Dışarıdan baskın Bizans mimarisi gayet fark edilir düzeyde.  Aya Sofya baz alınarak inşa edilmiş dense de ben benzetemedim. İçi nispeten görmeye değer. Gözle görülür bir kalabalık mevcut burada.

Çıkıyoruz. Eğer çıkıp sola doğru giderseniz bir pazar alanına (Çentralniy Rinok )ulaşabilir ve orayı gezdikten sonra köprüyü aşarak şehir merkezine yürürseniz Tarih müzesinin de olduğu Anayasa (Konstituyvskiy) meydanına ulaşabilirsiniz. (Pazar için sabahtan gitmekte fayda var) Biz geldiğimiz yoldan dönüp uzaktan kubbeleri parlayan Pokrovsky Manastırı'na girdik.

Burası diğer katedralleri de geçen öneme ve dolayısıyla yoğunluğa sahip dini bir yapı. Gelenlerin neredeyse tamamına yakını bayan. Aslında salt manastır değil, bir de katedral de var içinde. Rus özellikleri had safhada belirgin bir yapı.

Anayasa Meydanı'na çıktık. Burası hali hazırda kapalı olan Tarih Müzesi'ne de ev sahipliği yapmakta. Müze dışında ise bir T-34 tankının yanı başında 1. Dünya Savaşı'ndan kalma ilk tip İngiliz tanklarından bir örnek görülmekte. Ayrıca bir kaç top ve imitasyon olduğuna dair rahatlıkla bahse girebileceğim taş heykeller yerleştirilmiş.

Buradan devam ettik. Tam köşede devasa termometre yer almakta. Şehrin ateşi buradan ölçülüyor diyerek opera binasının olduğu kısma gittik. Burası da şehir halkının buluşma noktalarından birisi ve önünde birkaç havuz var. Ben ekstra bir şey göremedim ama 2. Dünya Savaşı ile ilgili bazı anlamlar saklıymış havuzlarda.

Yola devam. Daha Sumskaya Caddesi'nden bir yerlere sapmadık. Anladığım kadarıyla da hemen hemen her şey bu yolun üzerinde.

Şimdi yolumuzun üzerinde, tam girişinde devasa bir heykelin durduğu özgürlük parkı ve içlere doğru uzanan Şevçenko Parkı yer almakta. Heykelin ana karakteri bir Kazak savaşçıyı andırıyor. Savaşçının etrafında da sarmal bir yapıda köylüler, işçiler gibi toplumsal sınıflar yerleştirilmiş. Çocuklar üşenmemiş heykelin tepesine dek çıkmışlar. Çocuk aklı işte, riskleri pek kaale almamakta.

Parka giriyoruz. Büyükçe bir havuza uzanan upuzun bir yolu aşınca kafelerin, restoranların olduğu kısma varılıyor. Hayvanat bahçesi kapalı. Buna karşın dolfinaryumun girişindeki küçük camekandan havuz görünebilmekte. Birkaç beluganın yanı sıra birkaç yunus çifti yavruları ile beraber yüzüyorlar. Belugalar zeki, izlendiklerinin farkında. Kendilerinin dikkatine çekmek için cama vuran insanlara yanıt olarak cama yaklaşıp sanki onları öpüyormuş gibi ağızlarını cama yaslıyorlar. Sevimli canlılar ama açık denizde ya da havuzda bunlarla bir arada yüzer miyim, asla!!!

Durmak yok, yola devam. Üniversite binasını vb aşıp yürümeye devam ediyoruz. Büyük meydanın yanında Ukrayna- Rusya savaşını anlatan fotoğrafların sergilendiği bir sergi alanı ve çadır yer almakta. Çadır girişinde Ukrayna ve tamgalı Kırım bayrağı dalgalanıyor. Geçen sene Harkov, Rusya yanlısı bir görünüme sahip olarak adlandırılıyordu. Fakat Ukrayna hükümeti AB ‘ye yanaşıp vizesiz dolaşım hakkını elde edince –yada başka bir deyişle AB, Rus ilerleyişinin önünü kesmek için bu hakkı Ukrayna'ya tanıyınca- işin rengi değişmiş. Rusça konuşan Ukraynalı insanlar diyebileceğim bir Harkov halkı ortaya çıkmış.

Fotoğraflar Ukrayna askerlerinin kahramanlığını, karikatür ve çizimler ise Putin ‘in diktatörlüğünü betimlemekte. Burada fazla takılmaksızın – gerçi ilgileniyor, bakınıyoruz diye yoldan geçenler bize bir şeyler anlatmaya çalışıp durdular – yolumuza devam ettik. Dümdüz giderseniz yolun sonu Gorki Park, çatallanan noktada sağa saparsanız ise Botanik Bahçesi. Bize yol gösteren, halkın dediği “burada her yer Botanik Bahçesi” lafı oldu.

Gorki Parkı epeyce eski bir park. İki yüz yıl kadar önce Fransa'daki bir parktan esinlenilerek yapılmış. Büyükçe bir alanda kafeteryalar, lunapark vb olan bana göre zerrece cazibesi olmayan bir mekan. Tek artısı burada dinlenip vakit öldürürken adını daha önceden duymamış olduğum türlü “berry” meyveden yapılmış dondurmaları tadabilmek oldu. Ötesi yok.

Şehrin bir metrosu var ama denemedim. Öte yandan havalimanına gidebilmek için troleybüs kullanabilirsiniz. (3 grivna) Diğer Ukrayna şehirlerine kıyasla Harkov ‘un büyükçe bir havalimanı var. Ama içi tam bir hayal kırıklığı.

Şehir silme Hintli ve Arap dolu. Bu gezimde fazla Türk ‘e denk gelmedim. Kiev ‘e giden Beşiktaş taraftarları Ukraynalılarca sağlam tartaklanmış, özellikle batı taraflarında Türklere değişik tepkiler verilmeye başlandığını duymuştum. İlk düşüncem bizimkilerin yaptığı taşkınlıklar olmuştu ama özellikle Hintliler yakında problem çıkartmaya başlar.

Bu arkadaşların çoğu başta tıp olmak üzere üniversite okumaya ülkeye gelmişler. Kalabalık dolanmayı seviyorlar. Arapların geliş amacı zaten belli. Savaştan kaçan ( ! ) Araplara da denk geldim ama Ukraynalılar bana daha bir gariban göründü bunların yanlarında.

Harkov'da da pek bir numara yok. Bana göre Zaporizhia'yı öğleye dek gezip akşamı burada yapar, meşhur gece hayatına takılıp ertesinde şehri şöyle bir turlayıp Kiev ‘e vb geçebilir.

Yorum Gönder

0 Yorumlar