Adada iki önemli müze
var benim için. İlki meşhur Vasa gemisi ile aynı adı taşıyan Vasa Müzesi. Gerçi
ABBA müzesi gibi ilginç müzeler de var ama ne vaktim, ne bunları gezmek için
param ne de ilgim var.
Vasa 1628 yılında bitirilmiş olan İsveç donanmasının en büyük savaş gemisiydi. Polonya ve Rusya'ya karşı inşa edilen gemi çok sayıda topa sahipti. Normalde dönemin savaş gemilerinde iki top güvertesi varken bu gemide üç top güvertesi inşa edilmişti. Hesaplamalarda oluşan hata geminin limandan ayrılır ayrılmaz batmasına sebep oldu.
İkinci durağımız ise Nordiska Müzesi oldu. Burayı da ücretsiz
olan müzelerden biri diye yanlış olarak hatırlıyordum. Bilseydim Vasa Müzesi'ne
girmezdim doğrusu. Ama kapıya kadar gelip hatta içeri girince delikanlılığın
hasar almaması için içeriye giriverdik. Aslına bakılırsa bu harikulade binanın
içindeki müzenin büyük bir hayal kırıklığı olduğunu söylemeliyim.
Buradan çıkıp otobüse atlayıp Etnografi Müzesi'ne geçelim
dedik. Gittiğimiz de kapı duvar olmuş, hiç bir yerde hiçbir bilgi yok. Kös kös
döndük. İsveç'te otobüslerde klima çalıştırmamak gelenek herhalde. Eşime göre
ise şansımıza sıcak bir havaya denk geldik.
Merkezde turladık. Girmediğimiz bir iki sokak kalmış onları
da aradan çıkarttık. Magnetler de tamam. Artık, bekle bizi ey İzlanda.
0 Yorumlar
Yorumlarınız