Takip Et

8/recent/ticker-posts

Balkanlar Yeniden : Gün 3 - Ohrid

Harika bir uyku çekemedim doğrusu. Sabah bir araba camdan dışarı bakındım. Sırbistan'ın güneyindeyiz ama onlarca Müslüman köyünün minareleri seçiliyor. Tıpkı, Güney Balkanlardaki Türk köyleri gibi, sanki eşimin köyüne bakınıyorum trenin camından.

Sırbistan çıkışında sempatik, yaşlıca bir görevli geliyor ve Türk Pasaportlarını görünce gülümseyip “merhaba, nasılsın arkadaş” diyor. “Dobre” diyorum. Gülümseyerek bakıyor. Bu Sırplar gerçekten ilginç bir ırk.


Makedonya girişi de pek farklı değil. Tren yoluna devam ediyor.

Belirtilenden iki saat kadar geç geldik. Bu nedenle Üsküp ‘ü gezmek yerine Ohrid ‘e geçmeye karar veriyoruz. Ama bunun için gerekli biletleri alırken beni ürküten Üsküp – Herseg Novi biletini de aradan çıkarıyoruz. Bunun parasını nakit alıyorlar ama gidiş dönüş Ohrid bileti 7500 mdr ‘ye mal oluyor. Bu kez kredi kartı kabul ediyorlar, küçük bir değişiklik. Gene artış var. Döviz kuru ise her zamanki gibi sabit.

Koşa koşa otobüse yetişiyoruz.

Her şey aynı. Ohrid ‘e giderken böyle bir düşünceye kapılacağımı hiç düşünmemiştim. Kim bilir kaçıncı gidişim. Aynı yerde mola veriyor, aynı hamur kızartmalarından yiyoruz. Sanırım bir müddet Ohrid ‘e gitmesem iyi olacak.

Varıyoruz. İlginç bir şey, kimse oda ayarlamak için yapışmıyor. Sezon açılmadı denilebilir ama gene de garip. Bir taksiye atlıyoruz. 72 tutuyor ama 100 verip gönderiyorum adamı.

Oteli kolaylıkla buluyoruz. Hep gördüğüm bir binaydı. İçi fena değil. İdare eder yani.

Az biraz dinlenip annemle çıkıyoruz. Market el değiştirmiş, çoktan Ram olmuş ve içi Türk ürünleri ile dolu. Çalışanların da hemen hepsi Türk. İyi bir şey bu kesinlikle.

Anneme şehri gezdiriyorum. Sahilden ilerleyip önce Aya Sofya ‘ya geliyoruz. Dut ağacına biraz misafir olduktan sonra sahildeki, üzerinde burç işaretleri olan yola çıkıyoruz ama fırtına nedeniyle ileri kısımlar su altında kalmış. Bu nedenle geri dönüp Kaneo ‘ya tepeden varmak üzere bayırı aşıyoruz.

Kaneo ‘da nedenini sonradan öğrendiğimiz bir kalabalık var. Kadının biri kayalıklardan atlamış ama bir şey olmamış. İnsanlar onu kurtarmanın derdindeler. Kurtarıyorlar da. Kadın bir şey olmamış gibi yürüyüp yoluna devam ediyor.

Kaneo ‘nun kıyısından gölü, uzakları seyrediyorum. Bu gölde bu kadar büyük dalgaların olacağını ummuyordum. Duymuştum ama abartı deyip geçiştirmiştim.  Tanıştığımız İzmirli gençlerle de laflıyoruz dönüş yolunda.

Bu kez tekrar sahile inip öteki kısma dek ilerliyoruz. Dosta huzur düşmana korku veren Makedon donanmasının devreye teknelerinin varlığı ile rahatlıyor sahillerde yürüyoruz. Daha yapacak bir şey yok.


Yorum Gönder

0 Yorumlar