Kendi başımıza yola
düşelim dedik. Tur Büyük Hollanda Turu adında bir şeyler satmakta. Bize uymaz bunlar
diyerek kendi göbeğimizi kesmeye koyulduk.
Otelden havalimanı Schippol ‘e servis var. Burada da hem bir metro hem de tren istasyonu bulunuyor. Hemen trenlerin arasına gidip bizi La Hey ‘e götürecek trene atlıyoruz.
Burada yanında içinde bir iki tane de ada bulunan göletiyle
Binnenhof denilen bir yapı var. İçinde, avlusunda gezmek eğlenceliydi.
Bir sonraki durak ise okyanus kıyısındaki Scheveningen. Burası
La Hey'den buraya dek uzanan kumsalların en derli toplu olduğu yer. İncecik kum,
rengarenk hatunlar –genelde de yanlarında şekilsiz herifler – ve okyanus.
Okyanusa Fas'ta girememiştim. Şans burayaymış dedim ilerledim.
Yıldız üşendi. Oğlan atladı suya. Ben de denedim ama su o kadar soğuktu ki su baldırlarıma değer değmez kıyıya çıkıverdim.
Sahilin arkasındaki caddede Topkapı diye bir Türk restoranı var. Elemanlar yardımsever, tavsiye ederim.
Burada da büyükçe merkezi bir market, onun kenarında büyükçe
bir katedral var. Ama Yeni Kilise adındaki
bu yapı yerleşime göre epey bir battal boy kalmakta. Meydanın ucunda ise
belediye binası yer almakta.
Delft içerisinde de yarım saat süren tekne turlarına katılma
imkanınız var.
Biz trenle Amsterdam ‘a dönünce kuzeyde kalan kısımlara yönelmek için tren istasyonunun arkasındaki otobüs duraklarından bilet aldık. Bu biletler ile gün boyu Marken, Volendam ve Edam gibi küçük yerleşimlerde sınırsız gezebiliyorsunuz. Otobüsler de internet bile var.
Edam peynirci. Marken ve Volendam ise bir zamanlar balıkçı
kasabasıyken günümüzde gelirlerini turizmden kazanıyor görünüyorlar. Hollanda'daki
en uygun fiyatlı hediyelikler burada. Ayrıca deniz ürünleri de burada makul
fiyatlarla.
Deniz kıyısında gezmek
için güzel yerler buralar. Sahil boyunda güzel binalarda yok değil. Ama o kadar
çok sivrisinek vb var ki…
0 Yorumlar
Yorumlarınız